blog-post-image

Uykusuzluğunun Sebebi Bağırsağındaki Bakteriler Olabilir Mi?

Uykusuz hissettiğinde nasıl bir ruh haline bürünüyorsun? Daha sinirli ve mutsuz hissediyor ve hatta gün içindeki verimliliğinin azaldığını fark ediyorsundur. Eğer geceleri bir türlü uykuya dalamayan ve güzel bir uykunun hasretini duyanlardansan internet arama geçmişinde “ideal uyku için kaç saat uyumam gerek, hangi saat aralıklarında uyumalıyım, kaliteli bir uykunun sırrı nedir?” gibi cümlelerin yer alması muhtemeldir.

Peki, bu araştırmalar sonucunda öğrendiğin bilgiler gerçekten işe yaradı mı? Yoksa uykun ile ilişkili daha öncesinde duymadığın başka bir faktör olabilir mi? Mesela bağırsaklarında yaşayan trilyonlarca bakterinin oluşturduğu ekosistem, yani mikrobiyom kavramının uyku kalitesi ile ilişkili olduğunu biliyor muydun? Cevabın hayır ise, uyku problemin için doğru bilgilere ulaşmanın zamanı geldi!

Uyku kelimesi hepimizin aklında huzurlu bir dünyayı çağrıştırmaktadır. Oysa ki yapılan çalışmalara göre biz uykuya daldığımız anda bedenimiz var gücü ile çalışmaya başlar, günün stresini değerlendirir ve bataryamızı yeniden doldurabilmek için yenilenme ve onarım süreçlerine girer. İdeal uyku düzeni sürdürülebilir bir hayat kalitesi için tam da bu yüzden önem arz etmektedir.

Uykunun ne kadar değerli olduğunu ve sağlığımıza olan katkılarını bilmemiz elbette ki iyi bir uyku çekeceğimiz anlamına gelmez ve kötü bir uyku düzeni aslında çoğu zaman bir seçim değildir. Dünya üzerindeki birçok insan haftada en az bir kere uyku problemi yaşadığını dile getirmektedir. Çözüm arayışında ise akla ilk gelenler çoğu zaman meditasyon, nefes terapileri, sıcak bir duş ve bitkisel çaylar olsa da yapılan yeni çalışmalar gösteriyor ki bağırsak mikrobiyomu ve onların ürettikleri metabolitler uyku düzenimizde önemli bir etkiye sahiptir. Uyku kaliteni arttırmak için her şeyi denediysen ve hala mutlu sona ulaşamadıysan belki de çözümü daha derinlerde yani mikrobiyomunda araman gerekiyordur!

Bağırsak mikrobiyomu bazen ürettikleri hormonlarla bazen bağışıklık sistemi elemanları ile iletişime geçerek bazen ise beyin-bağırsak sinir yolunu kullanarak bedenimizdeki birçok fizyolojik sürece dahil olurlar. Hatta dışarıdan gelen uyarılara bedenimizin nasıl tepki verdiğini dahi etkileyebilirler. Beynimiz ve bağırsaklarımız çift yönlü iletişime sahip “vagus siniri” ile birbirlerine bağlanır. Açlık, stres ve duygusal durumu belirleyen anahtar sinyaller bu sinir ağından geçer. Bağırsağımızda yer alan bakterilerin ürettikleri metabolitler ise bu yoldan ilerleyerek bedenimizin kontrolünü sağlayan beynimize ulaşır ve etki mekanizmalarına dahil olurlar. Mikrobiyomdaki mevcut denge bozulduğunda ise nöroinflamatuar metabolitler üretilir, vücudumuzun stres düzeyi hatta kalp atış hızımız dahi bu metabolitlerin etkisi ile artabilir ve bunun faturası ise maalesef ki uyku düzenimize kesilebilir.

Mikrobiyom ve uyku ilişkisine hormonların penceresinden bakacak olursak aklımıza ilk gelecek isim “melatonin” olacaktır. Melatonin aslında mutluluk hormonu olarak bilinen serotonin üzerinden üretilmektedir. Bağırsaklarımızdaki birçok bakteri duygu durumları ile ilişkili olan serotonini üretir. Serotonin ise sonrasında biyolojik saatimizi ve uyku düzenimizi etkileyen melotinine dönüşür. Eğer mikrobiyomunda yeterince serotonin üreten bakterilere sahip değilsen hem duygu durumun hem de kontrol edemediğin uyku düzenin sana bir şeyler anlatmaya çalışıyor olabilir!

Dengeli bir mikrobiyom profili aynı zamanda bağışıklık sisteminin güçlü çalışması ve vücudundaki hastalık yapıcı etkenlere karşı savaşmanda etkili olmaktadır. Bağışıklık sisteminin vücudunu tahrip eden ajanlarla savaşırken ortaya çıkardığı tepkiye inflamasyondenir. Vücuttaki inflamasyonun artması birçok hastalığın yanı sıra yorgunluk ve uyku kalitesi ile de ilişkilidir. Güçlü bir mikrobiyoma sahip olarak bedeninin direncini yükseltebilir ve ideal bir uyku düzenine sahip olabilirsin.

O halde, kaliteli bir uykunun sırrı bağırsağında yer alan trilyonlarca bakterinin uyumlu ve dengeli bir şekilde yaşamını sürdürmesinden geçiyor diyebiliriz. Onları doğru gıdalar ile besleyerek mikrobiyom dengeni korumak ve özlemini duyduğun uyku düzenine kavuşmak ise senin elinde!